Pazar, Şubat 19, 2006

Okanın makinesinde şarkı arası bende buradayken yazayım artık:)Güzel konular yine,koparttı bide arada çıkan iki şebek tipleme.Bu sefer yamyam kılığında Coşkun Aral'a istinaden:)))yarıdan başladım,programa içim gitti ama Mustafa(!:)'yı bırakamadım ve bugün yine ne kadar özlediğimi ve daha fazla vakit geçirmemiş olmanın ne kadar yazık olduğunu düşündüm.Bi yandan da iki gündür yine Allahım neden,neden böyleler ve neden böyleyiz diye her ne kadar isyanları oynuyorsam da almanlık ve türklük mevzularında en azından onun Türkiye hakkında iyi bir izlenim ve fikir sahibi olması içime su serpti.O hayatı ta içinden yakalayabildiğini farklı bir dildeki en özel deyişleri özümsemiş olmasıyla gözler önüne seriyor,ve bununla kalbimi bir kez daha kazanıyor,sadece yerinde ve tatlı komplimanlarıyla değil...
Dün sabah 6 ya kadar Viyanayla konuştum,bu sefer audio chat,konuşurken canımın içi arkadaşımı o kocaman pencerenin önünde laptopun başında hayal ettim bir an.Viyanayı ziyaretimden sonra bu tarz bi kopukluk,yani karşındaki canın ciğerin kaç senelik arkadaşın olsada şimdi içinde bulunduğu ortamı bilmediğinden güncel ortaklıkların mevcut olmaması durumu ortadan kalktığı için kendimi daha bir mutlu hissettim.Her ne kadar yapışsakta radyasyon yayan bu illet monitöre,msn iyiki var..Neyse sonra 8.30 a kadar uzun banyo seremonisi ve sonrasında bakımla uğraştım ve kafayı vurdum ki gözlerimi açtığımda saat akşam 19.30 u gösteriyodu.UHU muhu derken harbi gece baykuşu tiplemesi,gözleri şiş,gece güvenlikçisi gibi kolları iki yanda başı düşen bi tip olucam valla.Saat gece 3 bana öğleden sonra 3 gibi geliyo,bioritmime yazık..Neyyse,yarın 3e söyleşiye gitsemmi,yüzme işini napsam tilkileri kafamda dolaşıyo.Ha arada iki kez telefonla konuştum,Gülten ablaya uğramak yeniden farz oldu saolsun yani ya yazdıklarımın hepsi silinmiiiş burdan sonrası editliyorum yenidenn:(o canım güzelim photoyu iki saat aradım netten indirdim ve upload olmuyooo.Yazık bana ü hüüü:(Ama aklıma ne geldi bundan yola çıkarak ya bişi sorcam,size de olurmu böyle çook eski fotoğraflara bakarken bu his,Allahım bugüne kadar yaratılmışların tümünü sayarsak ne kadar çok insan var ve hepsi birbirinden farklı.Fotoğraflarına baktığımız bu insanlarsa çoktan mefta ama niyeyse bende hep hala yaşıyorlarmış bir yerlerdelermiş hissi var,bu bana has birşeymi yoksa ölüm fikrinin ve onun yakınlığı mefhumunun unutulması için elinden geleni ardna komayan bilinçaltımızın şahane bi oyunu sonucu mu bu hisse kapılıyorum,karşımdaki tam ve eksiksiz olduğu için mi ya da henüz gülümsemesi solmamış olduğundan mı?Birşeyler yazmak yada fotoğraf,evrende kaybolmayan sesimiz ve bıraktığımız gensel özellikler,işte kubbedeki sadalar bunlar öyleyse...bunların dünyayı ne kadar yaşanılası bi hale getirmiş olduğuysa anafikir olabilir insanın döngüdeki yeri ve amacının ne olduğuna.Ben şimdi tatlı bir gülüşün hayaliyle ama kafam bir o kadar karışık derin uykulara dalıcam,kahverengi tonlarda..........

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home