Cuma, Haziran 23, 2006

mum kokusu,mezuniyet,hayat ve ötesi


Uzun zamandır mum yakmıyordum odada,sabahın 4ü nerden estiyse hani o en sevdiğim kıyamadığım kırmızı şeffaf mumu yaktım..Kaç gün ömrüm var sanki dünyada nerden bilicem..Seyreyle gözüm dedim.Kendimi pencereye dar atıyorum son zamanlarda,hem sıcaktan hem de yine klostrofobik bi durum,genelde düşünüp düşünüp işin içinden çıkamayınca yapıyorum,ağlama duvarına döndü benim pencere.Ama bugün bi ayrı tuhafım,uyku yok,öksürük yüzünden,ders çalışmak istemiyorum,msnin başına yapıştım ahtapot gibi nereye yetişcemi şaştım bu akşam bide...gariban alamanlarım sen dersine çalış işin vardır senin diyerekten belgeleri teyid edip kapattılar,sonra Romanya işiyle uğraştım,ben gidemesemde Güller şahına yarasın,ayrıca paranın gözü bi kez daha kör olsun..bulur da böyle zamanı bulur.bütün sene babaaa,proje dedim adam çıkardı verdi benim işim çıktı gidemedim,şimdi yazın ortasında olacak şey mi bu??Bugün FSM köprüsünde 156 Alfanın arka koltuğunda kafasında lacivert kep olmak suretiyle tuhaf bi ifadeyle sırıtan kız var ya hani saat 17.00 sularında,işte o bendim..ben dedim daha E-5te iken Allah rızası için Harem üsküdarı takip edelim diye,Edirne ne alaka,ok tamam sonra FSM tabelasını gördük,amenna dedik babamla İstanbulda kaybolma ve bu yüzden çıkan tartışmalar geçmişini de hatırlayınca,ama ne çareki sapağı kaçırıp köprüye girmiş bulunduk.Burdan yetkililere seslenmek istiyorum,bu nası bi trafik düzenidir ki biz köprüden geri dönebilmek için Beşiktaşa kadar gitmek zorunda kaldık..hiç mi çıkış olmaz karrdeşimm!!kör değiliz a yolu tabelayı herbi ıvır zıvırı da takip ediyoruz neticede..Neyse,son saate baktığımda 5 e 20 vardı,tören 4 te başlıyo,Fatoşa baktım,fotomu çekmeye uğraşıyo,annem 70-80-90lar kasetini arıyo,babam sakin olmaya çalışarak görebildiği tüm tabelaları okuyo,ben ne zamanki Mecidiyeköy Beşiktaş arasındaki yola geldik hani şu ATVnin de üzerinde olduğu yol,çeşmeleri açtım.Gözüme bişe kaçtıyı bi kez yerler,bende bitiyo lanet okul die hüngürdettim,bahaneni yesinler:))neyse döndük sonra ordan 17.30 gibi sanırım bulduk kampüsü,arabadan indim koşa koşa giderken öğretmen marşını duydum,anaokulundan beri nerdeyse artık kafama kazınan sözler bi kez daha mutlu etti beni,lanet olsun dedi içimdeki ses,yemin falan ettilerse kaçırdın..Sonra düşündüm,kaç kişi biliyordur bu marşı diye,hayıflandım üzüldüm bir an..ve dalarken tam içeri ne kadar veli varsa dışarı çıkıyor,tören bitmiş...tribünlere dalıyorum,kalabalıktan ilerlemek imkansız ,hele de kafamda o zımbırtıyla..kalabalığı yarmaya çalışıyorum,gayriihtiyari iki kapı görevlisine sahaya giriş nerde açarmısınız şu kapıyı diye bağırmışım..giriş tribünlerin sonunda ve o an İngilizce öğretmenliği geçiyor şen şakrak,arkadaşlarım...ben kalabalığın arasından ee yetti bea diye sıyrılıp sahaya gidiyorum ancak herkes dışarı çıkmış..kalan arkadaşlarımı buluyorum,önce Gülşah sonra onu kaybediyorum sonra Burcular ve diğerleri..A dakilerden Ece var bitek,ve o ara Tubayla karşılaşıyoruz,bitti işte Beste,çektiğine değdi dediği an tutamıyorum kendimi daha fazla,ağlama beni de ağlatıyosun diyor..sonra fotolar,aile tanışmaları,Seçil geçerken soruyorum tanıştırabildinmi ailenle diye,tanıştırcam diye tıslayıp koşarak gidiyo:))lisedeki telaşım geliyor aklıma..çocukken liseden sonra herkesin evlendiğini sandığım yaşlarım geliyor..(Tarsusta babamın okulunda mezuniyetlerin hemen akabinde nişanlar gelirdi,kızlar evlenir,üniye sonra başlarlardı genellikle,ya da damadın durumu iyiyse evde çocuklarını yetiştirir,kız meslek sanata devam ederlerdi)Sabah ezanını bugün de yakaladım bu arada,eski günlerdeki gibi:))neyse en sona Fehmi,Volkan,Ece ve aileler kaldı,Annemler gidiyo,ben annemler gitsin istemiyorum,gideceklerse toptan gitsinler,o zaman kırk yılda bir arıyorum,ama böyle bölük pörçük..Kalsın hepsi burda nolur yaa dicem ama makarnalarımızı bile paylaştık:(((kapıya eşyaları dizmeye başladılar..fritöze varana kadar nası çalıştığı konusunda bilgi aldım,bi nevi oryantasyon yani:)mikser nerde,yeşil mercimek,kısırlık bulgur nerde tarzı sorularla anneme feedback verme şansı bile tanıdım..Fatoş gidiyor,yapayalnız kalmak bir yana beni neşelendirebilen tek yaratık o yeryüzünde,hele şu sıralar..ablacım gitme de diyemiyorum çocuk çok istiyo,zati daha çok o istiyo diye gidiyolar..Barınaktan köpeklerin sesi geliyo şimdi,ve beni ayakta tutan tek şeyi hatırlatıyo;az da olsa birşeyler isteyebiliyorum hayattan,istemek yaşama tutunmanın birinci anahtarı..Yinede hayata uyarlanmak istiyorum ben:))Halimden şikayet edemem,sağlığım tehlikede olmadıkça,aç,açıkta kalmadıkça,sevdiklerim sağlıklı oldukça(ruhen ve bedenen),işkence,savaş görmedikçe,hala yeşil,çiçek,çocuk,bebek,köpek,kedi vb.envai çeşit güzel şey görebildikçe,ailem,arkadaşlarım etrafımda oldukça,konuşabildikçe,gülebildikçe,dilim,dinim,benliğim özgür kaldıkça,öğrenebildikçe..Ama insanoğlu hem doyumsuz hem mükemmeliyetçi hem de bencil..Belki bunu daha önce de söyledim,sahip olduklarım için çok şanslıyım..Ama yetmiyor bazen,bir tek şeye odaklanıyor insan.İsyan etmek faydasız olduğu kadar yanlış,o yüzden sadece sabır dileyebiliyorum kendime..günler geçiyor,belki enine boyuna güzel geçebilecek zamanlar akıp gidiyor..toprak olacaksın birgün diyorum kendime..o zamana kadar ne istediğimi bilmiyor değilim aslında,biliyorum,ama olmuyor işte..zaman acımasız bi olgu gibi geliyor bana,nice yaraya dermen olur gibi görünüp aslında derine iten,bi nevi yarayı derinleştirip içten içe üzerini kabuk bağlatan bişey zaman..insan öyle alışıyor ki yarasına zamanla,acıtmaz oluyor belki.Ama yaralar asla kapanmıyor.Neyse,yarın kep ve cübbe teslimi var,son kez görücem belki çoğu arkadaşımı..Yavaştan sabah oluyor,gün ağarıyor.Tarsusta sokağın başından,Mersinde Tarlanın ötsinden deniz tarafından doğuşunu gördüğüm güneş burda göstermiyor kendini ne yana baksam..olsun,Yeterki sabahlar olsun,Nach 40 minuten ,ein Paar grüne Augen wird wach sein für ein neues Tag zu leben,aber werde ich leider nicht sehen können.Mindestens können wir reden..Ich kann nix wechseln,so ist das Leben..so ist das Schicksal..korkunç almancamla anca böle anlatılır:) olsun ben anlıyorum ya bana yeter..güzel sabahlar olsun,kuş cıvıltıları başladı,şimdi uyku vaktidir...

PS:Yıllığımı aldım,mezuniyet oldu bitti,kep töreni de geride kaldı..okul biter inşallah.Yılığımız fena değil,lisedeki ona bin basar ama bu kadar taleple bunada şükür.Öğretmen marşını bi dahaki yazıda yayınlicam.Günsaydın dünya,tombis tasvanım bekler,bana tatlı rüyalar..

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home