Pazartesi, Şubat 27, 2006

İzmitt,burdayımmm!!!

Sonunda burda İzmitteyimmm:)Sonic'imi iyi gördüm,hatun her gördüümde biras daha boyuna gitmiş oluyo :D burnu da değişmemiş operasyondan sonra sevindirik oldum kendimi bildim bileli tnıdığım yüzü karşımda görünce.İki yılda öyle çok şey birikmiş ki konuşacak..Çocukluk arkadaşları böyle,bırakıyorsunuz birkaç sene mahzende şarap gibi elinizle koyduğunuz gibi buluyorsunuz sonra,daha bi yıllanmış güzelleşmiş,olgunlaşmış olarak.Neyse ben baştan başliyim anlatmaya..
Sabah durağa indim babamlarla hoş beş bi kahvaltıdan sonra,saolsun civardan birinin arabasına doluştuk otobüse hacet kalmadan ve Göztepe istasyona yakın indim.Ordan Erenköy sonra Trene bindim ve şans ya,küçümsemek için değil ama yanıma ki haftadır banyo yapmamış gibi kokan esmer,ufk tefek bi kız oturdu.Yol bitmiyor,ben bi gece önce 6da yattım uykusuzum ama uyuyamıyorum,sonra aynı vagonda birinin üzerinden tabanca çıkıyor polisler kontrol yaptığında eliyle koymuş gibi buluyor,incecik,başı kapalı bi kız bari cep telefonunu verin ruhsatı evde kaldı o silahı mecburiyetten taşıyor diye feryat ediyor arkalarından tren yola devam ediyor yarıda durdurulduğu askeriyenin önünden.Elimde National Geoghraphic n azından AŞk'la ilgili kısmı okuyup bitiriyorum,o arada bir kez everybody hurts dinliyorum ve tm şarkının sonunda pil bitiyor.Hangi durağa geldiğimizi anlayabilmek için,ki yol beklediğimden oldukça uzun sürdü,almadığım ıvır zıvır kalmıyor.Sonra tren nihayet İzmitte durduğunda Sonic kızıla hafiften değişmiş saçlarıyla farklı görünsede hmen tanıyorum karşıdan.Tepedeki evlerine gidiyoruz,Canselle kalıyorlr o da liseden yakın arkadaşı.İkimiz de durgun durağan bu aralar,Cansel o akşam evde yok.Ben bi ara uykuya dalıyorum uyandığımda hanfendi yemekler yapmış bi şımartıyo ki beni sormayın.Sonra papaz oluyoruz benim bitirmediğim eşşek kadar butun yarısını çöpe attı diye,malum pis huyum yemek atamıyorum.Sonra film seçiyoruz ben Bridget Jonesta karar kılıyorum ve birinci yarıyı yarı neşeli yarı süzülmüş izledikten sonra kinci cdyi çıkartırken kabından kırılıveriyor:((Biz de TV makinesini açıyoruz ama dşe dokunur konuklar olmayınca uyuyoruz.Ertesi gün Merkeze gidip önce bir iki kartpostal bakıyoruz,Cansel kalabalık bi arkadaş grubuyla geliyor ve Buz pistine gidiyoruzz!!!Benim hayalim,yapmazsam gözlerim açık gidr dediğim şey yani.İstnbula kıyasla oldukça ucuza keyifli bi 45 dk.Önce ilk adım attığımda dizlerim titresede sanki daha önceden de kayıyormuşum gibi süzülmeye başlıyorum,hatta sonra Sonic beni kameraya çekiyor.Onların penguen gibi yürüyüşleri,korkmuş halleri kızmasınlar ama anlasam da beni güldürüyor bi yandan da çok üzülüyorum kayma zevkinden mahrum kaldıkları için..bi dahaki sefere inşallah onlar da.Şimdilik bloga ara veriyorum kalanına İstanbulda devam etmek üzere,yemekhane kapanmadan yetişmemiz gerekiyor.Çook mutlu dönücem ben İstnbula çook.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home