glu glu gluuu:))))çınnn(bir saniye ara)çınnn

Kendimi biraz olsun güldürmek için attım bu başlığı.Bir haftalık uğraş,iki kez fiberoptik kablo parçası yutma tehlikesi,3 kez elimi kesme tehlikesi ve muhtelif sıyrıklar,beni nerdeyse Bakırköylük hale getirecek olan çın ve bi saniye arayla adsl bağlantısının koptuğunu söyleyen diğer çın sesi,7 kez elektrik çarpması(inanmayan olursa şahidim bile var)ve 7. seferde salya sümük ADSL merkezi arayıp kablo bağlantılarını değiştirip modemi direk bağladıktan sonra nihayet bağlantıma kavuştum.Sanıyorum buna ilk sevinecek Sıdoş olacak,gerçekten uzun zaman oldu laflamayalı,hele de şu aralar hayatında yeni gelişmeler de varken..
Glu gluya gelince,bu taa Mersin otobüsünde dönüşte ikinci kez Ata Demirerin stand-up gösterisini izleken verilmiş bi karar.Zira isim Denizaltı olunca bağlantılı düşündüm onun Müslüm Gürsesin sualtı belgeseli sunması fikriyle:)
Şimdi en başa saralım.Başa saralım demişken,şu ara bi reklam var duraklarda,kızın kolunda tape üzerindeki play,rewind,pause gibi işaretlerin dövmesi var.Bakınca ise hatırladığım tek kişi var..
Mersinden başlayalım.Gidişte direk yaylaya gittim,Tarsusta inip koştura koştura Namrun minibüsüne yetiştim.Tarsus aynı Tarsus merkezini görememiş olsamda çok fazla..Ne tuhaf insan uzun seneler yaşayıp bıkınlık duyduğu bir yeri bi zaman sonra deli gibi özleyebiliyor,kökün,toprağınsa hele..minibüs ilerlerken yanıma bi kadın bindi iki çocuğuyla,kız aynı benim küçüklüğüm..kulakta iki küçük top altın küpe,elinde ismi yazılı bileklik:)aynı tafralar,aynı saç biçimi,aynı bıcır bıcırlık:)Sarıkavağa kadar sohbet ettik baya,bücürle de annesiyle de.Derken Sarıkavak için sabırsızlanmaya başladım,hem yol tuttuğundan hem senelerdir hasretini çektiğim süzme ayranından hem de rakım yükseldikçe maki bitip çamların artacağını bildiğimden..yol boyu zeytin,defne,dikenli incir,ardından çamlar ve ladinler..nihayet Sarıkavağa varıcaz derken dangalağın birinin hız merakı yüzünden az daha canımızdan oluyorduk.Allahtan usta şoförümüz uçuruma kayan sağ ön tekerleği bi hamlede kurtardı..millet çığlık çığlığa tabi.Babam yaylaya gelirken de arıza çıkmış,araba hararet yapıyo su patlayınca da milletin üstüne yananlar olmuş.Neyse derken Atdağına geliyoruz,benim meşhur Atta yani.küçükken Attaya gidicez derlerdi bende Atdağına gezmeye gidicez diye düşünürdüm..Derken Çarşı girişini geçiyoruz ve kale karşımda..Kadir dayım iner inmez aramaya kalmadan karşılıyor,bizim alfayı bi kullandı çıkarken evin yokuşunu,Allahım bu ailede bi benmiyim yani dedirtti bana.Herkes usta şoför valla ailede bi ben varım böyle..Eve çıktık pide alıp,nası özlemişimm.varınca teyzemle bi fasıl sarılıp ağladık,seneler,rahatsızlığında gidemeyişim yanına,herşey birikmiş işte..sonra ön tarafa koştum gül ağaçlarına ve dutuma bakmak için,herşey yerli yerinde..Ömür hala orda dolaşıyor gibi,bi yerlerden çıkıverecek gibi bakınıyorum arada...ne severdi o da bahçeyi..kuyunun başında oturup anneannemin evine dönüyorum,sonra bizim eve çıkıyorum,hacılar hoşgeldine gelmiş:)el öpüyorum oturuyoruz beş dakka.sonrası rutin zati...4-5 tane kukla yaptım gelene kadar,Nermin teyze de yardım etti sağolsun.Arasıra internete indim.Mennene,ormana doğru,çarşıya yürüyüşler yaptık..Kimseler yoktu şansıma bizimkilerden,Sonay,Murat,Ali de orda olsaydı..Ama en güzel yanı bu sene yaylanın,Gülcanın gelip bizde kalması oldu..Canım kuzenim,öyle ağırbaşlı öyle tatlı olmuşki..Ömürün ölmünden sonra dayımlar akıllıca davranarak spora yönlendirmişler,hem voleybol hem basketbol takımında,maşallah boy da geçmiş beni..Bir iki gün sonra Can dayım geldi Gülcanı almaya,malum babam gelecek tabi..Bahçede yürüyoduk,Erikleri toplayalım artık dedik.Onla uğraşırken konu nerden geldiyse müziğe geldi,çok isterdim dedi dayım klarnet çalmayı öğrenseydim..Dayı sen de mi dedim:)Çocukluğumdan konuştuk,akşam Ömürden açıldı,ağladı,anlattı.Yinede iyi gördüm dayımı,çok iyi toparlanmış çok şükür.
Derken babam geldi bi gün sonrasında dayımların..Ardından Filiz ablamlar..İyisiyle kötüsüyle bikaç gün de onlarla geçti gelmeden,Berkay kocaman olmuş,çok tatlı,çok da zeki..Birde güzel bi haber aldık,ikinci bebek yolda:))Filiz ablam iyi hoş,gerçekten özlemiştim de,fakat yerli yersiz aileyi birbirine katan konuşmaları yüzünden sinirlerim bozuldu,ayrıca babam da açtı konuları,kapat bu konuları konuşulmasın artık deyince annen mi yıkadı beynini dedi ve orda koptu film yine..sağolsun Filiz ablam önce ortalığı karıştırıp sonra teselliye geldi..ne diyim artık..Esra evde kaldı derken kuzenim için iki gün geçmedi Esra ablamın nişan haberini aldık..Oh be dedim,heralde en çok ben sevindim onca çekiştirmeden sonra:)benim için tüm kuzenlerim değerli..Ancak özellikle bi diğerinin arkasından konuşmayan ve har vurup harman savurduktan sonra babama laf taşıma karşılığı ondan para sızdırıp benim rızkımı olur olmaz harcamayanlar daha da değerli..Esra ablam eğer isteseydin yerin hazırdı kolejde ama istemediğini Almanyaya gideceğini bildiğim için söylemedim dedi.Annemler dün gitmişler nişana,güzel geçmiş ama Volkan abimler gidememiş.
Neyse yayla faslını erken tamamladık sınav sağolsun.Hayatım boyunca 2 kez uçuk çıkardım,üçüncüsü bu sınav yüzünden oldu..stresten kendi kendimi yedim ilk kez,çalışamadım,kafama bişe girmiyo diye düşünmekten..kitap gözümde büyüdü de büyüdü ,sayfalar arttıkça arttı sanki..Mahzunluğumun bi sebebi daha vardı elbet,konsantre olamayışımın..Bu şehri ve barındırdıklarını çok özledim,uzaklık hissi fena bişey ama alışmak lazım..Daha da uzağa gitmeye günler kaldı ne de olsa..İçim içimi yese de özlemle başa çıkabilmeliyim,en azından elimdekiye yetinmeli ve şükretmeliyim..Sağlık haberi,bu herşeyden önemli..
Dönüşte Nermin teyze benle dönmek istedi..Mersini gezmek istiyorum dedi,peki dedim.Memnuniyetle..Hayatta en sevmediğim şeylerden biri:Karşıdaki güvensizlik yaşamaktadır,bu yüzden yapmam gerektiğini bildiğim ve zaten yapacağım birşeyi defalarca hatırlatır ve yapmamı söyler,tekrarlar durur.Benim damarıma basılan an budur işte..Birinci tansiyon vakası ve geceyi sağlık ocağında geçirmemizden sonra ikinci kez yola çıkıcaz diye paniklediğinden tansiyon fırladı..Elinde limon bindik minibüse.Sabah 10 da canım güzelim evimin karşısında Mersindeyiz:)Hemen taksi çağırdım,dayımlar iki adım ötede zaten..kahvaltı hoşbeş derken İnançla planladık,iki lafının başı gezicem beni gezdirin kadının,bari araba ayarlayalım dedik..kuzeninin arabasını almaya gitti,dışarısı cehennem gibi sıcak,ama razıydım,
iki saniye daha gezebilmek için razıydım.Kadın ya gitmezsin oturursun yada beni de götürürsün modunda..sahil burnumun dibinde..Başak,Mali,Feride görülecekler listesinde..Bi ara kuaföre adım atacakken vazgeçtim,Aras süper kesiyodu saçlarımızı,ama aklıma geldi,kıyamadım vazgeçtim.Uzasın bakalım.;Sonra bi saat kadar fırsatını bulup Limana dayımın yanına gittim ordan da Mezitliye Başaklara.Dayım ağladı görünce,nası özlemişim.Tır yan tarafta ağaç gölgesinde sohbet ettik.İnanç da saolsun bitanedir,ordan oraya götürdü bizi tüm gün yeni yoldan gelmiş olmasına rağmen.Mezitli aynı,Mersin değişsede orası pek değişmemiş.Okula gitmek istedim bi yandan,bi yandan da bu sene kaybettiklerimiz geldi aklıma.Okulda bulamicam onları boşver dedim.Başaklara gittim,evden sahile indik.Evimi,yandaki portakal bahçesini,tarlayı görünce içim cız etti.Orası artık bize ait değil,onca sene,onca anıdan hiçbişey kalmadı geriye.Yollarda yürürken arkadaşlarımın sesini duyar gibiydim,eski günlerdeki gibi şen şakrak.Roma dondurmaya gittik sahilde,ilk internet cafemizin yanında.O zamanlar Serdar chatten sınıftakilerin ismiyle girip kafa bulurdu benle:)Hiç abartmıyorum yarım kilo dondurma yedim Romada,dondurmalarını övdüm,sahibi tanıdı bizi.O zamanlar sizi kimse bi yere almıyodu kimlik sormadan,küçüktünüz dedi:)Başakla pek fazla konuşmadık,içi geçmiş bi hali vardı,sıcak bi yandan,annesinin dırdırı bi yandan..yarım saat kadar daha oturup ayrıldık.Göçmende gözüm yeni evlerine takıldı dönek bitakım insanların,inip hesap sormak geldi bir an içimden,böcek gibi varlığınızı bile duyuracak yüzünüz yok,herşey çok farklı olabilirdi demek geldi.Sonra şükrettim çok büyük bi hatanın eşiğinden dönmemi sağlayan gelişmeler olduğu için zamanında.Elim boynumda,yoluma devam ettim..
Eve döndüm,yengem sağolsun çok ilgilendi bizimle.S ohbetini de özlemişim üstelik.Handan ablamların çocukların fotolarına baktık.Hacer ablamı ,onu çok özledim.Öğleden sonra nihayet tekrar dışarı çktık,sahil şeridi hayalimdeki gibi olmuş,cennet gibi..egzotik ormanlara benziyor ıssız adalardaki,muz ve palmiye ağaçları,sahil boyu mimozalar,çiçekler,süs havuzları,heykeller,dev ışıklar.Beşiktaş Galatasaray ve Fenerbahçe diye alanlar yapmışlar:)Hilton ve 52 kat aynı duruyor.Mersin merkeze geçtik sahilden.Ah o İstiklalde iki adım yürüyebilseydim..bi tantuni,yanına şalgam..ahh ah...Dondurmacı Halilden cezerye aldık sonra Naciye ablamın işyerine uğradık 5 dk.Özlemişim,5 dakikaya öyle çok konu sığdırdık ki..Denizcilik şirketlerine başvursan anında işe alırlar seni dedi.Ben de iyi para var brokerlıkta ama şimdilik düşünmüyorum istemiyorum,herkesin birbirinin ayağını kaydırdığı bi yerde kariyer yapmak bana göre diil dedim.Birde gerçekten o tempo bana fazla gelir.Neyse sonra eve döndük,birde farkederim ki takside unutmuşuz çantamı..İlla gidicem yani evin oraya..Evin karşısındaki taksi durağından çantayı alıp kaldırımdan sahil yoluna ilerledim,hergün geçtiğim sokaklar..parke kaldırım,dükkanlar,herşey yerli yerinde duruyor..İçim gitti bir an Allahım burası yaşanacak yerdi ve burda yaşıyorduk biz dedim..gerisin geri döndüm eve.8.30 da köksallar şubesine gittik Pozcuya,ordan servisle otogara,o hafızamdan sildiğim nefret yere gittik.Yolda Ferideye ancak el sallayabildim :(çok geç haberim oldu Mersine döndüğünden..görüşemedik yine.Telde konuştuk artık bol bol.Sonrası yolculuk,sınavın stresiyle boğuldum,bi yandan aklım Nermin teyzede.Ben ön tarafa boş koltuğa geçtim.Başta keyfim yerindeydi,Ata'nın şovu,kahve,kek,müzik derken bi kız geldi yanıma..ayağını her yere koyuyor,başı omzuma düşüyor.Bikaç kez uyardım artık,hep de bana denk geliyo yaw..Mola yerinde tuvaletteki görevliyle kavga ettik bi güzel.Nihayetinde,Nermin teyzenin dırdırları arasında vardık İstanbula.Benim yavaş hareket eden,geç kalma durumunda paniklemeyen bi yapım var,hadilenmekten ise nefret ediyorummm.Unutkanım,dalgınım,kabul.Ama birileri unutma dedikçe ben unutuyorum bişeyleri sağda solda.Nihayet vardık İstanbula ve eve döndük.Sonraki gün sınav,çalışamıyorum bi türlü:(elektrikler de gitti..ne kadar mum varsa toplayıp hepsini yaktım salonda.Fenerleri de açtım.yok,çalışamıyorum bi türlü.Ertesi günü gittim okula kalıcam diye diye.Sınava kadar hoş beş derken sınav geldi çattı.son dakka bir iki bişey daha tekrar edip başladık.İyi geçti ama çıkışta yinede emin olamadım.Sonra çıkış işlemleri için dolandık biraz ve resmen karar aldım,bana kendimi yerli yersiz kötü hissettiren insanlarla bir daha aynı ortamda bulunmamak için azami özen göstericem.Kimsenin canımı yakmaya hakkı yok,benim canım yeterince yanıyor zaten..Kompleksli olmak kötü bi durum,kompleksli insan yıpratıyor etrafındakileri.Ve deneyimlerden sonra anlıyorum ki en iyi,fedakar gibi görünen insanlar aslında en benmerkezcil,kibirli ve umursamaz,hatta patavatsız olabiliyor.nokta
Sınavdan 70 almışım,babam eli yüreğinde haber bekledi benden:)sınavı öğrenip Tameri aldım Kadıköyden.Bir sonraki gün için sözleştik adaya gitcez diye..Gittik de.Güzelimiydi?ewt kötü yanları varmıydı?olmazmı...neyse bi sonraki gidiş için deneyim kazandık en azından..Denize girecek plaj aramakla bi saati yedik.Yürü yürü bitmez,bisiklet almicam bu sefer dediğime pişman oldum..nihayet caanım güzelim Çamlimanı'nda nezih bi yer bulduk.giriş 3 lira,şezlong 3 lira,adaya gidiş bir lira,değme keyfimize..dedikmi?diyemedik.En azından ben diyemedim.Neymiş efendim yan taraftaki kızlar oğlanlarla şişe çevirmece oynuyolarmış,üstelik burda tanışmışar,ne terbiyesizlik ne ahlaksızlıkmış.Yahu çevreye bi zararları varmı?yok.Bize varmı? yok.Bütün gün suratını asıp oturdu benim sevgili TDK kurumu.Hayatı kendine zehir ediyosun dedim,böyle herşeyi umursamakla olmaz dedim.Dinletemedim..Sinirlendim kızdım bağırdım..Eşşeek dememi kaldırabilen,onca dayağımdan :D sonra benle en iyi dost olabilen,hep zıt giderek bana beyin jimnastiği yaptıran ve ciddi ciddi tepki koyabildiğim belki tek arkadaşım,fazla üstüne gittim cancanın:(sonra yemek falan derken gönlünü aldık,o küsmezki hem banaa..vedalaştık bugün,uzun bir zaman göremicem onu tekrar..Sonra günü kablo tamiri ve geceyi de Sıdoşla laflayarak geçirdim.yani sabahladım,güneş doğuyor şu sıra..Güzel bir gün olsun,güzel bir güne uyansın insanlar.Bir gün olsun çocuklar ölmese,kimse aç,soğukta,sıcakta kalmasa,kimse dayak yemese,tacize,tecavüze,gaspa uğramasa,öldürmese,öldürülmese,işkence görmese,işlemediği suçtan yargılanmasa,hüküm giymese,vatanını bırakmak zorunda kalmasa,hayvanlara işkence yapmasa,yetimin öksüzün hakkını yemese..Şu saniye ben burda sağlıklı ve huzurlu evimde oturuyorum bilgisayar başında..Huzuru kaçıyor insanın artık,döngü bozuldu,çarklar kötü yönde işliyor..Şu saniye kim bilir nerelerde neler oluyor..Halimize şükür,çok basit şeylerden şikayet ediyoruz,şımarık çocuklar gibi..Bugün bu şiiri yayınlamak istiyorum.iyi sabahlar olsun..
KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim
Kapıları birer birer
Gözünüze görünemem
Göze görünmez ölüler
Hiroşimada öleli
Oluyor bir on yıl kadar
Yedi yaşında bir kızım
büyümez ölü çocuklar
Saçlarım tutuştu önce
Gözlerim yandı kavruldu
Bir avuç kül oluverdim
Külüm havaya savruldu
Benim sizden kendim için
Hiç bir istediğim yok
Şeker bile yiyemez ki
Kağıt gibi yanan çocuk
Çalıyorum kapınızı
Teyze,amca bir imza ver
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler
Nazım Hikmet Ran
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home