Perşembe, Ağustos 10, 2006

Allemania

Bu sabah 07.00 itibariyle Berline sag salim vardik.Bir iki iletisim sorunu disinda hersey yolunda,özlemisim buralarida,bugün Greifswald"i gezdikten sonra anladim.Bütün gruba yemek yaptim aksam,simdi az biraz dinlenme vakti.Yakinda yine yazabilmek ümidiyle..

Salı, Ağustos 08, 2006

kül vakti


Artık kabullenme zamanı.Aşağıda yazdıklarımın asla gerçekleşmeyeceğinin elbet bilincindeydim..yazmamalıydım belki üstelik.Bir ayı aşkın süredir beni de çok yıpratan o ince çizgi üzerinde yürümeye belki bir ömür razı olacaktım,hep bu korkuyla yaşayarak,birgün msnde görünmemeye başlicak,arasam cevap vermeyecek,mesaj atsam karşılığını alamayacaktım.Blogdan yapacaktım çıkarımımı,suçuysa hemen üzerime alacaktım.Bugün bunlar oldu,hayatımın en zor günlerini geçirirken,artık yüreğinde ve beyninde bitirdiğini öğrendim sanırım.Babamı yitirmekle nerdeyse eşdeğer bi şekilde yaraladı,hayata bağlılığımı yeniden sorguluyorum şimdi..Olması gereken buydu belki,hatta belki teşekkür bile etmeliyim hayatından çıkarmadan bir süre alıştıra alıştıra koptuğu için demek isterdim.Ama böyle de olmadı,olmayacağını da bilmeliydim.Bıçakla keser gibi attı,tıpkı dediğim gibi hep,kangren olan parçayı kesip atmalısın ki yaşayasın.Sevinmek istiyorum,onun adına sevinmek,çünkü ben hayatında kim ve ne olarak varolacaktım,bunu yapması gerekliydi kendine yeni bir yaşam kurabilmesi için.Yinede olgun davrandı,aşağılamadı,yüzüme vurmadı,konuşulmadı bile olanlar.O sebeplere değil sonuçlara bakar hep,buna kıyasla,bilmeliydim birgün böyle olacağını,mucize diyordum hala ondan haber alabilmek,artık ne yapacağımı bilmiyorum..Çok zor geliyor haber alamama fikri.Hele tatilde atlattığı kazadan sonra iyice paronayak oldum,haber alamazsam zehir oluyor günüm gecem...Umarım bloga yazmaya devam eder,son iki isteğimden biri bu,biri hakkını helal etmesi diğeri ise sağlık haberini blogdan da olsa alabilmek.Uzaklara gidiyorum,dün onu son kez görebilmek için aramıştım,bugün görüşmek istiyordum..Ama içimden bi ses hep söyledi,o sizin birbirinizi son görüşünüzdü diye.İster yalan desin,kim ona ne derse nasıl bilirse öyle bilsin razıyım.Ben artık bunu kimseye diyemiyorum,son kez söylicem ve susucam sonra,ömür boyu susucam bunu;onu çok sevdim.Onun için eş yaratılmadığımı bile bile sevdim.O bir türlü anlam veremezdi kendimden önce onu düşünmeme,onun iyiliğini,mutluluğunu üstün tutmama..Aşk böyle birşey ama derdim.Aşk böyle birşey,iyi oldu diye düşünmeliyim hayatından çıkarıp atması,şimdi kendine güzel bir yaşam kurabilir,dengini bulur,sever,evlenir ve bakarsın kendi gibi tatlı bi kızı olur.Hep gönlünce olsun herşey,sağlıklı,uzun,mutlu,sevdiklerinle bir ömür geçir,sefasını sür hayatın,cefası senden uzak olsun..Kapım her kim olarak gelirsen gel sana her daim açık olacaktır,ve ne olur hakkını helal et.Kendine çok güzel bak,güzel sabahlara uyan hep..Kendinle çelişme mümkün mertebe,kendini çok sev çünkü sen sevilmeye gerçekten layıksın..yüreğin pırlanta gibi,onu hep muhafaza et.Ben,yani yalancının son sözleri bunlar,haddimi aştıysam affet.Sonsuz sevgiler,elveda

Cumartesi, Ağustos 05, 2006

Gözlerin Su Yeşili,Timur Selçuk ve Ayşegül Aldinç'e sonsuz teşekkürler,hislere ancak bu kadar tercüman olunabilirdi..


birdenbire çıkıverip gel
şaşırsın kalbim sesimden önce
ne güzel olur
bilsen ne güzel
çıldırırım ben seni görünce
önce yokluğunu anlatırım sana
sonra geçer aynaya süslenirim
sonra da mavi bir çaydanlıkla
sana sıcak bir çay demlerim

küçük mumlar yakarım sehpada
kokulu otlar tüter tablada
anlat derim "nasıldı uzaklar"
beni unutmadın ya

saçlarımı alırsın avucuna
gözlerin yine öyle su yeşili
akar durur ruhuma..