Perşembe, Haziran 29, 2006




ÇOK GEÇ KALMIŞIZ CANIM VAKİT BU VAKİT DEĞİL
ESKİ RADYOLAR GİBİ ÇATIYA SAKLANMIŞ AŞK
ÖYLE SANMIŞIZ CANIM ARTIK ÖLÜMSÜZ DEĞİL
LEYLAYLA MECNUN GİBİ ÇOKTAN MASAL OLMUŞ AŞK

LALE DEVRİ ÇOCUKLARIYIZ BİZ ZAMANIMIZ GEÇMİŞ
AŞK ŞARABINDAN KİMBİLİR EN SON HANGİ ŞANSLI İÇMİŞ
BEN DERİM UTANMA İFTİHAR ET SEVMEYENLER UTANSIN
AŞKSIZLIĞA MAHKUM EDİLDİYSEK BU DÜNYA YANSIN

Çarşamba, Haziran 28, 2006

Sensiz tek bir gece bile
çekilmez
soğuk
tatmadım oysa...
Sensiz bir gün bile
güneşsiz
yavan
yaşamak buysa...
buysa yolculuk
Bakıp durmaksa uzaktan uzaktan
resmine sepya
soluk...

hard times


Do you remember
The things we used to say?
I feel so nervous
When I think of yesterday

How could I let things
Get to me so bad?
How did I let things get to me?

Like dying in the sun
Like dying in the sun
Like dying in the sun
Like dying x2

Will you hold on to me
I am feeling frail
Will you hold on to me
We will never fail

I wanted to be so perfect you see
I wanted to be so perfect

masal


Ne olur bak bana biraz
Çocuk muyum değil miyim?

Sen küçücük güzel bebek

Öyle olsa sevmeyi bilir miyim?

Olmaz küçücüksün
Yüreğin genç,umut dolu

Özlem bu olur ya
Buluruz belki mutluluğu

Deliler gibi seviyorum bak

Geçer bunlar

Sana söz ömür boyu sürecek

Hayal bunlar

Ne hayal ne düş nede yalan yok
Bizim,bizim gelecek

Ne olur bir an unutup kalsak
Ne olur biraz rüyaya dalsak
Ne olur gerçek olsa masallar
Ya da biz masal olsak

Olmaz,dayanmaz ,yorulmuş kalbim sevdalardan
Olmaz,silinmez o yıllar aramızdan..

Olsun yüreğimde beslenen ümitler gibi
Özlem bu,olur ya,buluruz belki cenneti

Cumartesi, Haziran 24, 2006

KUŞLAR



Süzülün uçuşun beni de beni de alın götürün
Bir okyanus ortasına ya da bir selvi yanına
Kanat kanat yelken olup götürün beni kuşlar
Bir dalganın içine ya da kör bir kuyuya

Sevda çok uzaklarda yıldızların da ötesinde
Bilmem nasıl yakalarım kuşlar kuşlar,kuşlar
Ya umutlar biterse
Gidemem gidemem gidemem o kadar uzaklara gidemem
Tek çarem sonsuzluğa atın beni kuşlar

Yetişin nefesim bitiyor yetişin bana kuşlar
Ya özgürlük adına ya da sevda hatırına
Bir dalı kırık ağacım söküp beni koparın
Bir deli orman içine bırakın beni kuşlar

Cuma, Haziran 23, 2006

mum kokusu,mezuniyet,hayat ve ötesi


Uzun zamandır mum yakmıyordum odada,sabahın 4ü nerden estiyse hani o en sevdiğim kıyamadığım kırmızı şeffaf mumu yaktım..Kaç gün ömrüm var sanki dünyada nerden bilicem..Seyreyle gözüm dedim.Kendimi pencereye dar atıyorum son zamanlarda,hem sıcaktan hem de yine klostrofobik bi durum,genelde düşünüp düşünüp işin içinden çıkamayınca yapıyorum,ağlama duvarına döndü benim pencere.Ama bugün bi ayrı tuhafım,uyku yok,öksürük yüzünden,ders çalışmak istemiyorum,msnin başına yapıştım ahtapot gibi nereye yetişcemi şaştım bu akşam bide...gariban alamanlarım sen dersine çalış işin vardır senin diyerekten belgeleri teyid edip kapattılar,sonra Romanya işiyle uğraştım,ben gidemesemde Güller şahına yarasın,ayrıca paranın gözü bi kez daha kör olsun..bulur da böyle zamanı bulur.bütün sene babaaa,proje dedim adam çıkardı verdi benim işim çıktı gidemedim,şimdi yazın ortasında olacak şey mi bu??Bugün FSM köprüsünde 156 Alfanın arka koltuğunda kafasında lacivert kep olmak suretiyle tuhaf bi ifadeyle sırıtan kız var ya hani saat 17.00 sularında,işte o bendim..ben dedim daha E-5te iken Allah rızası için Harem üsküdarı takip edelim diye,Edirne ne alaka,ok tamam sonra FSM tabelasını gördük,amenna dedik babamla İstanbulda kaybolma ve bu yüzden çıkan tartışmalar geçmişini de hatırlayınca,ama ne çareki sapağı kaçırıp köprüye girmiş bulunduk.Burdan yetkililere seslenmek istiyorum,bu nası bi trafik düzenidir ki biz köprüden geri dönebilmek için Beşiktaşa kadar gitmek zorunda kaldık..hiç mi çıkış olmaz karrdeşimm!!kör değiliz a yolu tabelayı herbi ıvır zıvırı da takip ediyoruz neticede..Neyse,son saate baktığımda 5 e 20 vardı,tören 4 te başlıyo,Fatoşa baktım,fotomu çekmeye uğraşıyo,annem 70-80-90lar kasetini arıyo,babam sakin olmaya çalışarak görebildiği tüm tabelaları okuyo,ben ne zamanki Mecidiyeköy Beşiktaş arasındaki yola geldik hani şu ATVnin de üzerinde olduğu yol,çeşmeleri açtım.Gözüme bişe kaçtıyı bi kez yerler,bende bitiyo lanet okul die hüngürdettim,bahaneni yesinler:))neyse döndük sonra ordan 17.30 gibi sanırım bulduk kampüsü,arabadan indim koşa koşa giderken öğretmen marşını duydum,anaokulundan beri nerdeyse artık kafama kazınan sözler bi kez daha mutlu etti beni,lanet olsun dedi içimdeki ses,yemin falan ettilerse kaçırdın..Sonra düşündüm,kaç kişi biliyordur bu marşı diye,hayıflandım üzüldüm bir an..ve dalarken tam içeri ne kadar veli varsa dışarı çıkıyor,tören bitmiş...tribünlere dalıyorum,kalabalıktan ilerlemek imkansız ,hele de kafamda o zımbırtıyla..kalabalığı yarmaya çalışıyorum,gayriihtiyari iki kapı görevlisine sahaya giriş nerde açarmısınız şu kapıyı diye bağırmışım..giriş tribünlerin sonunda ve o an İngilizce öğretmenliği geçiyor şen şakrak,arkadaşlarım...ben kalabalığın arasından ee yetti bea diye sıyrılıp sahaya gidiyorum ancak herkes dışarı çıkmış..kalan arkadaşlarımı buluyorum,önce Gülşah sonra onu kaybediyorum sonra Burcular ve diğerleri..A dakilerden Ece var bitek,ve o ara Tubayla karşılaşıyoruz,bitti işte Beste,çektiğine değdi dediği an tutamıyorum kendimi daha fazla,ağlama beni de ağlatıyosun diyor..sonra fotolar,aile tanışmaları,Seçil geçerken soruyorum tanıştırabildinmi ailenle diye,tanıştırcam diye tıslayıp koşarak gidiyo:))lisedeki telaşım geliyor aklıma..çocukken liseden sonra herkesin evlendiğini sandığım yaşlarım geliyor..(Tarsusta babamın okulunda mezuniyetlerin hemen akabinde nişanlar gelirdi,kızlar evlenir,üniye sonra başlarlardı genellikle,ya da damadın durumu iyiyse evde çocuklarını yetiştirir,kız meslek sanata devam ederlerdi)Sabah ezanını bugün de yakaladım bu arada,eski günlerdeki gibi:))neyse en sona Fehmi,Volkan,Ece ve aileler kaldı,Annemler gidiyo,ben annemler gitsin istemiyorum,gideceklerse toptan gitsinler,o zaman kırk yılda bir arıyorum,ama böyle bölük pörçük..Kalsın hepsi burda nolur yaa dicem ama makarnalarımızı bile paylaştık:(((kapıya eşyaları dizmeye başladılar..fritöze varana kadar nası çalıştığı konusunda bilgi aldım,bi nevi oryantasyon yani:)mikser nerde,yeşil mercimek,kısırlık bulgur nerde tarzı sorularla anneme feedback verme şansı bile tanıdım..Fatoş gidiyor,yapayalnız kalmak bir yana beni neşelendirebilen tek yaratık o yeryüzünde,hele şu sıralar..ablacım gitme de diyemiyorum çocuk çok istiyo,zati daha çok o istiyo diye gidiyolar..Barınaktan köpeklerin sesi geliyo şimdi,ve beni ayakta tutan tek şeyi hatırlatıyo;az da olsa birşeyler isteyebiliyorum hayattan,istemek yaşama tutunmanın birinci anahtarı..Yinede hayata uyarlanmak istiyorum ben:))Halimden şikayet edemem,sağlığım tehlikede olmadıkça,aç,açıkta kalmadıkça,sevdiklerim sağlıklı oldukça(ruhen ve bedenen),işkence,savaş görmedikçe,hala yeşil,çiçek,çocuk,bebek,köpek,kedi vb.envai çeşit güzel şey görebildikçe,ailem,arkadaşlarım etrafımda oldukça,konuşabildikçe,gülebildikçe,dilim,dinim,benliğim özgür kaldıkça,öğrenebildikçe..Ama insanoğlu hem doyumsuz hem mükemmeliyetçi hem de bencil..Belki bunu daha önce de söyledim,sahip olduklarım için çok şanslıyım..Ama yetmiyor bazen,bir tek şeye odaklanıyor insan.İsyan etmek faydasız olduğu kadar yanlış,o yüzden sadece sabır dileyebiliyorum kendime..günler geçiyor,belki enine boyuna güzel geçebilecek zamanlar akıp gidiyor..toprak olacaksın birgün diyorum kendime..o zamana kadar ne istediğimi bilmiyor değilim aslında,biliyorum,ama olmuyor işte..zaman acımasız bi olgu gibi geliyor bana,nice yaraya dermen olur gibi görünüp aslında derine iten,bi nevi yarayı derinleştirip içten içe üzerini kabuk bağlatan bişey zaman..insan öyle alışıyor ki yarasına zamanla,acıtmaz oluyor belki.Ama yaralar asla kapanmıyor.Neyse,yarın kep ve cübbe teslimi var,son kez görücem belki çoğu arkadaşımı..Yavaştan sabah oluyor,gün ağarıyor.Tarsusta sokağın başından,Mersinde Tarlanın ötsinden deniz tarafından doğuşunu gördüğüm güneş burda göstermiyor kendini ne yana baksam..olsun,Yeterki sabahlar olsun,Nach 40 minuten ,ein Paar grüne Augen wird wach sein für ein neues Tag zu leben,aber werde ich leider nicht sehen können.Mindestens können wir reden..Ich kann nix wechseln,so ist das Leben..so ist das Schicksal..korkunç almancamla anca böle anlatılır:) olsun ben anlıyorum ya bana yeter..güzel sabahlar olsun,kuş cıvıltıları başladı,şimdi uyku vaktidir...

PS:Yıllığımı aldım,mezuniyet oldu bitti,kep töreni de geride kaldı..okul biter inşallah.Yılığımız fena değil,lisedeki ona bin basar ama bu kadar taleple bunada şükür.Öğretmen marşını bi dahaki yazıda yayınlicam.Günsaydın dünya,tombis tasvanım bekler,bana tatlı rüyalar..

Pazar, Haziran 18, 2006

Bilmece



Buğday başaklarında sarışın denizler dalgalandırır
Koca ağaçları yerinden söker çimlere dokunmaz
Kayaları aşındırır,kavimleri yok eder
Kalyonları yüzdürür,ateşi körükler,ya da söndürür
Yağmurları getirir götürür
Sevgilinin yanağını okşar,seveni kıskandırır
Can alır,can verir,her nefeste daimdir
Nedir bu?

Çarşamba, Haziran 14, 2006

değirmenler


Canım çok yanıyor,boğazımda bi yumruk,söylemek istediğim binlerce şey var,tüm dünyaya anlatıp sana anlatamadığım..En çok da ne kadar sevdiğim,nasıl sevdiğim..Sevemedin beni..Başta sevdin belki de,ama sonra güvenemedin,zaman dedin,olsun dedim,ben çok sevdim..katlanırım dedim..Sevgisizliğe de katlanırım..Sevgisizliği aştı artık,ortada ilişki diye birşey kalmadı,kendini esirger oldun benden..Sevgisizliği hissediyor insan,belli etmiyorum diye hissetmiyorum sanılmasın..Ama yakıyor insanın canını,ben de yürek taşıyorum..bugün mecidiyeköyden indim Beşiktaşa,iskelede senin durduğun yerde ağladım,andım,çok çok özledim seni..anlamazsın ki,sevmezsin,özlemezsin ki..Yazık oldu,ümitlerimi yitirdim oysa çok sevdim ben seni..Bugün bir daha dokunamamayı düşündüm sana,bir daha öpüp sarılamamayı,kokundan,sesinden yoksun olmayı..Ben çok istedim,çok sevdim seni..çok özledim..Giderek azalıyor sende ne varsa bana dair..Neden uzaklaştın bu kadar anlam veremiyorum..Beni hiçbişey değil,yokluğun yıpratıyor..Yanımda olsan azarlamana da razı olucam,kim ne derse desin..ama yok,yoksun sen..İki satır konuşmaz oldun,bi kez aramadın ben Ankaradayken..geldim,göstermedin kendini,günler oldu..Sakın deme sınavlarını düşünüyorum diye bu moral bozukluğuyla asıl başarısız olunur..Bahane yok sevgisizliğe..Toprağım dedim sana,gücümsün dedim,soldurdun sen beni..Suçlayamam,sevmedin işte,bu kadar basit açıklaması..elbet yazık oldu,ama bunu ne ben ne sen değiştiremeyiz,takdir-i ilahi,sevmedin sen beni..Ben kendimi denizin sularına bıraktım,dibe gidiyorum,daha iyisi gidiyorum buralardan..Azıcık sevseydin..Başında olduğu gibi..herşey öyle güzel başladı ki..yazık oldu..İstenmediğin yerde durmamak lazım,gururumu uzun süre yıktım,bu kadar sevdim seni,ama istenmediğimi hissediyorum artık..Her fırsatta dile getiriyorsun bunu,ben ise öyle seviyorum ki seni
,bunu her fırsatta duyup yıpranmaktansa seni hatıramda ilk günkü halinle ömür boyu muhafaza etmeyi seçiyorum..Senle koca bir dünyayı,bütün bi ömrü paylaşmaya hazırdım,zaman dedin,ona da razıydım,senle ne şimdiyi yaşayabiliyorum,ne geleceği..hayatında yok gibiyim,ilişki istediğinde pauseye basıp dondurabileceğin bişey değil,devingen bişey..Belki çok yoruldun hayatta,ben tam da olumsuz bi zamana denk geldim..Şu an beni düşündüren bir tek şey varsa seni bir daha görememe ihtimali..Arkadaşlığında sevdam kadar üstün benim için..Belki de arkadaş olarak başlamalıydık,haklısın..Tanık sandalyesinde kalman için elimden geleni yapıcam hayatımda,Oktaysız bi hayat:(((ölüm benim için bu,en azından dostum kal,sağlık haberini alayım en azından..Birgün birini çok seveceksin sanırım ve bana hep dediğin gibi öyle bağlanacaksınki dünyanın en mutlu insanı yapacaksın onu,ve de en şanslısı..Ama ben beni bir gün seveceğine dair inancımı yitirdim..ilişkiyi daha fazla sürüklememe kararı aldıysam bundandır.Hala toparlamak istersen ben seni seven kızım,burda bekliyor olucam,at bir adım..koşar adım geleyim sana,ama sevmeyeceksen sürükleme boşver..Benim için mutluluğun ön planda,benle mutsuz olacaksan neden seni zorlayayım,neden sürükleyeyim ilişkiyi..bir tek şeyi hep bil,tanıdığım en özel insanlardan birisin,mazhar olamasamda yüreğine,sevgine,içindeki paha biçilmez hazinelere,biriciğimsin..sevdiğimsin..güzel gözlümsün..öyle güzel zamanlar ilkler paylaştım ki senle..o yolları her yürüyüşümde sesin çınlayacak kulaklarımda,yüreğim ne zaman ezilse bir ''Bestem'' deyişin gelecek aklıma.. Bu şehirde sen varken sensiz yaşamak zor olacak ama alışıcam..üzmicem seni daha fazla,ilgi isteyip yormicam..Yağmurları dinle son bi kez ''en müzik''dilersen..ezbere biliyorsan da dinle..en iyi böyle anlatabilirim sanırım,bi şarkı daha var ki,yüreğimi serdim o şarkının sözlerine..Hep sana söylensin istediğin,söylediğimdeyse hiçe saydığın..Bunları seni son bi kez belki,benim olarak gördükten sonra yayınlamak geçiyor kafamdan,son bi kez öpüp koklayıp bağrıma bastıktan sonra..Herşeye rağmen,istenmediğim yerde duramıyorum işte,istiyorsan da nerde bulacağını biliyosun beni..Hayatındaki yerime sen karar vereceksin..düşün..son sözüm..çok sevdim seni..

Salı, Haziran 06, 2006

I say a little prayer for you


Aklıma gelmedi herhangi bir ''titıl'':)yazdım gitti,bugün yeniden duydum bu şarkıyı uzun zaman sonraa..Blogum ağlama duvarına döndü ne zamandır,biras değişiklik lazım.Aman be ya,hayat kısa,ölüm var dünyada..ne ağlarsın öyleyse benim zülfü siyahım?Sen ki koca ummanda bi damla,savrulur dururken alışmadınmı dalgadan ayrılıp havaya savrulmaya daha..düşüp düşeceğin yine denizdir,tüm yollar çıkar denize..Azıcık güneşe yaklaşınca yanıcam mı sanırsın?Yakamozlar yakar seni sadece,öyle güzel olursun ki yanarken,hep bi parçası olmak istersin işte o aydınlık suların,koyusunda derin karanlıkların..sonra da çırpınır durursun böyle,hayat tam da böyle işte..
Bir an gözlerimi kapatıyorum,ve yarın sabahı düşlüyorum..sabah uyanıcam erkenden,giyinip dişlerimi fırçalicam ve bir elma kapıp kaldırımdan aşağı koşturucam,kulağımda walkman,servisi beklicem..Etrafı süzücem,kuş cıvıltılarını,yeni kepeng açanları,yoldan geçenleri izlicem servis gelene kadar.İyot ve yosun kokusu burnuma gelicek sabah serinliğinden daha,portakal çiçeğiyle karışık..okuluma gidicem,tenefüslerde 5-10 saniyede çıkıcam merdivenleri,yada sınıfta kalıp izlicem denizin binbir halini,gemileri..öğlen Allah ne verdiyse paylaşıcam arkadaşlarımla,yada sessiz sedasız yiyip pencerede,kağıttan yaptığımız topla basket oynicam sınıfta.Belki öğleden sonra deniz kenarına inicem,ya da sahada basket oynicam sıcağa aldırmadan.Okul bitince servise,kavga üstüne kavga,müzik değişsin,millet abarmasın diye:)Yıldıza,Japon sokağına gelince sakinleşicek herkes,dondurmaları alıp devam etces yola.Eve varıcam,üstümü değiştirip kaptığım gibi bisikleti sahile..turlicam sahil boyu,dönüp sonra badminton oynicam yan taraftaki okulda.Akşam balkonda Bir Demet Tiyatroyu izlicem,sonra yine inicez sahile.Gökte ay dolunay,yakamozlar vurucak denize yol yol..12 gibi dönüp odama vurucam kafayı yastığa,açıcam müziği,yakıcam mumları...

Ne yazık ki bunlar olmayacak artık.Neden mi yazdım?kendime hatırlatmak için..Belki çok fazla boşluk var basamaklarda,biri bassa düşüp ölecek kadar..Ama sağlam yeri de sağlam,boş değil..Üstelik basamaklarda dolaşmaya cesaret edince anlıyorumki sağlam basacağım yerleri de en iyi ben tayin edebiliyorum.Çünkü kim dolaşsa kör dolaşır,bense sadece sağır geçiyorum merdivenin üzerinden..Bir aşağı bir yukarı,ama aslında yukarı yönüm..Vee anladım ki her bir basamağın üstünden tanıyarak geçmezsem,ilerde döndüğümde geri düşme tehlikesi artıyor..Güzel şeyler biriktirmek gerek..kızgınlıklar,küskünlükler,önyargılar,hayal kırıklıkları,ümitsizlikler değil.Aha pıtırcık konuştu:)Özledim Oktayı..bunun onu daha dün görmüş olmakla hiç ilgisi yok,paylaşımım ne kadar az idiyse o denli özlüyorum ben..Öyle zamanlar oluyor ki,onun sohbeti,onun yüzü,bakışı başka bişey istemiyorum,başka hiçbirşey mutlu kılamıyor beni..Sanıldığının aksine zor olduğu için sevmiyorum ben onu,aksine zor olmadığı zamanlara özlem duyuyorum.Seviyorum işte,Oktay o,bu yüzden..Konuşmasıyla,düşünceleriyle,tavırlarıyla,görünüşüyle,görünmeyen,içinde taşıdığı o muhteşem hazineyle,tüm varoluşuyla,tüm iyi ve kötü yanlarıyla sevdiğim..Beni gördüğü ilk bikaç saniyeden sonra saçlarımda ellerini bulduğum Oktay da sevdiğim telefonunu açmayan Oktay da:)Şimdi Güller şahıyla konuştum,11de gitmiş eve benim bitanem,yorgunmuş çok:(..Canımın içi,yarın iki satır konuşabilirim sabah inşallah..Yüzünü görmeme var daha..

Yarın Kamileyle son dersimiz:(üniyi kapatıyoruz böylece..4 sene..Sineme söyledim telde,ne zaman başladık da ne zaman bitiriyoruz diye..Hayırlısı..

Almanya rezervasyonları,sağlık sigortam,İsviçre,herşey tamam..yarın son bilgiler gelecek,geçen seneki gibi hissetmiyorum,göreceklerimi biliyor olmanın verdiği bi his,Estonyadan bahsedince bile Gülşah aman dedim hep aynı,kilise,doğa,evler,tarlalar,dağlar..Özledim tabi Almanyayı.Bir ay kalsam hiç gelmeden Türkiyeye kafayı sıyıracağımı biliyorum yinede..Soğuk içine işlemiş ülkenin..Allah memleketimden de sevdiklerimden de ayırmasın temelli..

Nermin teyzenin kızı kızlarıma ders verirmi diye sordurmuş..Yarın Kamile hocaya sorayım iş durumunu,da zati 10 Ağustosta gitcem,du bakalım netces.Başlamak lazım bi yerden,çalışırken kafam rahat oluyo,sıkıntıdan sarmıyorum,kurmuyorum kafada durup durduk yere çalışınca..Yorgunluktan halim olmuyo:)))

Yazın bir iki haftalığına da olsa Mersine izin vermeselerde yaylaya gitmek istiyorum,teyzemi,canımı göremiyorum iki seneden fazladır..yaylayı da özledim hem.

Yenilemez makarna pişirme rekorunu ben kırdım,hayatımda yaptığım en yenilmez şeydi o yaa:(ben yiyemedim,yemeye çalışırken de utandım valla.bu tüpler neden böyledir?Laf aramızda suyun içinde bıraktıran zihniyeti de kınıyorum:PPP ama elimden bişi gelmiyo.

Pencereme bi bezelye tanesi koydum toprak içinde,filizlendiğini izlemek istiyorum..Bana çocukken okuduğum bi masalı hatırlatıyor ve güç veriyor..

20 yaş dişim hala öldürüyor,onun yüzünden bisürü sigara içtim sırf ilaç almamak için ama o da bir-iki dakika fayda etti:(Ne olduysa sigara içerken kendime karşı suçlu hissediyorum çok fazla,onca az içmeme rağmen..

Sabaha yaklaştık,yoğun bi gün olacak bugün..Şimdi uyku vakti..Tarih 06.06.2006,ilginç:)güzel geceler olsun herkese,şu an en tatlı uykuya dalınacak saat,kendime de kabussuz,huzurlu bir uyku diliyorum..

Yeşil güller yetiştiriyorum ilk defa,
en nadide bir çiftini
Koyuyorum gözlerinin yerine
bir çift gül ve gülen gözler...

Cumartesi, Haziran 03, 2006


Gözlerin var şu ölümlü dünyada
İlk
Resmedeceğim
Renginde boğaz,haresinde martılar
Bütün bir kainat
İçindeki her bir mahlukat
Baktılar,
Tutuldular,
Dediğim,diyeceğim
Billur,berrak
Sevdiceğim,
Su gibi aktığında bir zerrecik sevdan
Taşıp,gün ışığı gözlerinden bana doğru
Dünya cennetimdir diyeceğim…
29.05.2006